Bono Alanların Eli Yanabilir - Son Dakika
Ekonomi

Bono Alanların Eli Yanabilir

Bono Alanların Eli Yanabilir

The Doman Group Portföy Yöneticisi Öner Ayan: "Amerikan fon yöneticileri şu an için çok kritik olan düşük faiz, değerlenmiş borsa noktasında denge kurmaya çalışıyor.

20.08.2014 13:13  Güncelleme: 16:14
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

ABD'de bulunan varlık yönetim şirketi The Doman Group (TDG) Portföy Yöneticisi Öner Ayan, Amerikan fon yöneticilerinin şu an için çok kritik olan düşük faiz, değerlenmiş borsa noktasında denge kurmaya çalıştığını belirterek, "Daha da düşemeyecek olan faizlerin çıkmaya başlaması an meselesi. Bu da 'bono alanların eli yanabilir' anlamı taşıyor" dedi.

Ayan, AA'nın hayata geçirdiği ve web üzerinden yayın yapan AA Finans Haberleri Terminali'ne (aafinans.com) kişisel analiz ve yorumlarıyla katkıda bulunacak. Anadolu Ajansı gibi prestijli ve saygın bir kurumla çalışma fırsatının kendisi için önemli olduğunu ifade eden Ayan, "AA ve profesyonel kadrosuyla yurt dışında yaşayan bir Türk vatandaşı olarak her zaman gurur duydum" dedi.

New York'ta 16 yıldır finans alanında çalışan Ayan, önemli finans kuruluşlarının gelişmekte olan ülkeler hisse senedi satış masası müdürlüğünü yaptı. Julius Baer'da 6 yıl portföy yöneticisi olarak 100 milyar dolara yakın uluslararası hisse senedi portföyü yönetti. Şu an TDG varlık yönetimi şirketinde portföy yöneticisi olarak çalışan Ayan, Amerika'da Wall Street Journal, Barron's, CNBC, MSNBC, CNN gibi medya kuruluşlarına analizler yapıyor. Ayan, AA için de Amerika, gelişmekte olan ülke ekonomileri ve finans marketleri üzerine analizler yazacak.

Dünya finans piyasaları hakkında değerlendirmelerde bulunan Ayan, şöyle konuştu:

"AA için yazı yazmam şimdiye kadar hiç yaşanmamış, sıra dışı bir döneme denk geldi. Dünyanın bu konuma nereden geldiğini ve gidişatın nereye doğru olduğunu düzenli analizlerle kendi bakış açımdan AA aboneleri ile paylaşacağım. Finans kariyerime başladığım ilk yıllarda o zamanlar İMKB olarak bilinen, şimdi BİST olarak yenilenen borsamız Karaköy'deki Eren Han'da 'tahta usulü' çalışıyordu. Beyaz tahtalara alış satış teklifleri keçe kalemlerle yazılıyor, ek pil takılarak mesafesi arttırılan kablosuz ev telefonlarıyla aracı kurumlardan emir alan broker'lar emirlerin üzerini çizerek alım satım yapıyordu. Şimdi halen kullanılan 'emir tahtası' ve 'tahtayı çizmek' o yıllardan girdi jargonumuza."

Ayan, o yıllarda telefonla arayıp hisse senedi emri aldığı Tokyo, Londra ve New York'taki fon yöneticilerinin bir emrinin bile bir tahtayı çok rahat baştan aşağı çizebildiğini hatırlatarak, "Zaten yabancı kurumsal yatırımcıların işlem yapabileceği derinlikteki hisselerin toplamı beşi geçmezdi. İş Bankası, Erdemir, Tüpraş dışında çok az yerde yabancı kurumsal yatırımcı görülürdü. Daha sindire sindire hayalini yapmaya vakit bulamadan hızlı çekimde gelip yerleşen telekomünikasyon devrimiyle cep telefonu, WAP, güvenli internet bağlantısı, konuşmaya başlamamış çocukların bile rahatça kullandığı App'ler derken teknolojik zıplamalar sayesinde bu günlere geldik" diye konuştu.

Eren Han'daki işlem salonuna ilk girdiğinde hissettiği heyecanın çok benzerini New York Stock Exchange'in işlem salonuna girdiğinde de hissettiğini anlatan Ayan, "Yaklaşık yirmi sene önce... Sonra gözlerimin önünde koca New York Borsası da teknolojik devrime ayak uydurabilmek için Avrupa şirketi olan Euronext ile birleşti ve ICE denilen Intercontinental Exchange'in parçası oldu. Gerek Amerika'da olsun gerekse Türkiye'de, Borsa tarihi renkli hikayelerle doludur. Sizlerle arada bu hikayeleri de paylaşacağım" dedi.

Ayan, geçmişte Amerika'da ve dünyada piyasalar arasında bir denge ve açıklanabilir bir ilişki olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

" Sabit getirili yatırım araçlarının faizi düşünce borsa ve ev fiyatları yükselirdi. Gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkelerin borsaları aynı yönde hareket etmezdi. Amerika'da bir kriz ihtimali baş gösterdiğinde Amerikan Doları değer kaybederdi. Şimdi bu dengelerin hiçbirisi yerinde değil. Amerikan ekonomisinin iyi olmadığına dair bir haber çıktığında doların değer kaybettiğini değil kazandığını gözlemleyebiliyoruz. Açıklanan Amerikan ekonomik verileri kötü olmasına rağmen, Dow Jones endeksini çıkartabiliyor. Bunlar sadece basit anomaliler değil, finansal yöneticilerin dünyasını altüst eden ezber bozucu değişiklikler. Daha önce yaşanmamış finansal ve ekonomik ilişkiler çıkıyor ortaya. Bu değişiklikler tam anlamıyla fon yöneticilerinin kabusu olmuş durumda ve birçoğu nasıl ayak uyduracağını bilemiyor. Dengelerin tepetaklak olduğu bu zamanda Amerikan bono faizleri yerlerde sürünmesine rağmen yatırımcılar başka çareleri yokmuşçasına satın almaya devam ediyorlar."



-Fon yöneticileri olarak her yeni gün ortaya çıkan gerçekleri anlamaya ve bir şablona oturtmaya çalışıyoruz"

Öner Ayan, Amerikan borsasının geçen yıl yüzde 30'dan fazla getiri sağlamış olmasına rağmen 2014'te Nasdaq endeksinin yüzde 10 dan fazla arttığını belirterek, tüm bu gelişmelerin yeni finansal gerçeklerle sektörü yüzleştirdiğini söyledi.

Fon yöneticileri olarak her yeni gün ortaya çıkan bu gerçekleri anlamaya ve bir şablona oturtmaya çalıştıklarını anlatan Ayan, artık gelişmelere tek yönden bakmanın yetmediğini vurguladı.

Değişik profillerden farklı açılarla analiz yapıp sürekli olarak sorgulama yapmak zorunda kaldıklarına işaret eden Ayan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu dönemde varlık yönetimi yapıp sadece geleneksel metotlarla müşterilerinin fonlarını yöneten kişi kaldığını sanmıyorum. Özellikle Amerika'da işin ucu öyle kaçmış durumda ki bazı fon yönetici arkadaşlarımın insansız hava aracı filoları kiralayarak geniş alanları tarayıp tarlalardaki mahsullerin tahminini yaptığını ve buna göre vadeli emtia işlemi yaptığını biliyorum. Bu durum bana yıllar önce New York Üniversitesi'ne sunduğum, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın tarihçesini incelediğim tezimde anlattığım bir anekdotu anımsattı. 19. yüzyılda insansız hava aracı olmayan broker'lar (o zamanki adıyla 'simsar'lar) ne yaparmış biliyor musunuz? Galata köprüsündeki balıkçıların önünde oturup sırtlarını Haliç'e döner, ellerinde not defterleriyle ayaklarını köprüden sallandırarak Boğaz'dan geçen gemilerin envanterini çıkarırlarmış. Eğer Rusya'dan Akdeniz'e doğru giden kuru yük gemisi şileplerin gövdeleri suya batmış ve dolu olarak gidiyorsa bu onlar için Rusya'nın (o zamanki Ukrayna'yı ve verimli patates tarlalarını içeren Rusya) dünyaya patates ihraç etmesinin ve tabii ki fiyatların düşeceğinin bir işareti olurmuş ve koşa koşa gider vadeli patates mahsulü kontratı satarlarmış. Tabii o zamanlar İMKB bile yok, Bankalar Han'daki Galata Bankerleri'nin ofisleri var. Nereden nereye; Galata Köprüsü'nden yapılan gözlemden geldik kızılötesi kameralı insansız hava araçlarına."

"Her sabah uyandığımızda piyasalarda şok edici bir sürpriz görmek için yeterli sebebimiz var"

Ayan, Amerikan fon yöneticilerinin şu an için çok kritik olan düşük faiz, değerlenmiş borsa noktasında denge kurmaya çalıştığını belirterek, daha da düşemeyecek olan faizlerin çıkmaya başlamasının an meselesi olduğunu dile getirdi.

Bunun da "bono alanların eli yanabilir" anlamı taşıdığına işaret eden Ayan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Amerikan hisse senetleri de şirketlerin kazanç oranına göre ucuz değil ve borsada hemen herkes karlarını alıp çıkmak için fırsat bekliyor. Belki bireysel yatırımcı nakitte bekleyebilir ama o zaman enflasyonun birikimlerini erozyona uğratmasını göze almak zorunda. Kurumsal yatırımcıların ise bu lüksü de yok, nakitte beklemek onlar için savunulması zor bir pozisyon. Bu kadar girift ilişkinin üzerine bir de yaptığına kimsenin 'dur' diyemeyeceğini anlamış bir Putin'i eklerseniz sanırım her sabah uyandığımızda piyasalarda şok edici bir sürpriz görmek için yeterli sebebimiz var."

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement