Başbakan Davutoğlu: (2) - Son Dakika
Politika

Başbakan Davutoğlu: (2)

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Beni, Selahattin Demirtaş ile ilgili sükutu hayale uğratan husus şu; Selahattin Bey ve onun temsil ettiği siyasi yaklaşımda, şizofrenik demeyeyim, o anlamda tıbbi bir şeyle kullanmıyorum ama çok da klasikleşmiş psikolojide, 'divided self' İngilizce'sini söyleyeyim, yani parçalanmış benlik" dedi.

28.05.2015 02:05
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Beni, Selahattin Demirtaş ile ilgili sükutu hayale uğratan husus şu; Selahattin Bey ve onun temsil ettiği siyasi yaklaşımda, şizofrenik demeyeyim, o anlamda tıbbi bir şeyle kullanmıyorum ama çok da klasikleşmiş psikolojide, 'divided self' İngilizce'sini söyleyeyim, yani  parçalanmış benlik" dedi.

Başbakan Davutoğlu, Mardin Şehir Müzesi'nde, TRT "Başbakan ile Özel Yayın" programında, gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Davutoğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Keşke Hakkari'deki havalimanının açılışında biz de olsaydık" ifadesini kullandığı belirtilerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştiride bulunduğunun hatırlatılması üzerine, "Cumhurbaşkanımıza yönelik eleştiri, bana yöneltilmiştir" değerlendirmesinde bulundu. "Demirtaş, keşke bu psikolojiyi ve bu dili her zaman kullansa" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Beni, Selahattin Demirtaş ile ilgili sükutu hayale uğratan husus şu; Selahattin Bey ve onun temsil ettiği siyasi yaklaşımda, şizofrenik demeyeyim, o anlamda tıbbi bir şeyle kullanmıyorum ama çok da klasikleşmiş psikolojide, 'divided self' İngilizce'sini söyleyeyim, yani  parçalanmış benlik.  Parçalanmış benlik, yani bir baktığınızda şöyle görünür, bir baktığınızda böyle görünür. Şimdi parçalanmış benlik gibi egoya sahip olan bir kimliğin işaretlerini görüyorum Selahattin Demirtaş'ta."

Davutoğlu, Demirtaş'ı, 1 Ekim'de, Başbakanlık makamında kabul ettiğini, bu kabulün de bir mesaj olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

"Yani ben sizi siyasi bir lider olarak muhatap alıyorum, yol yürüyebileceğimizi düşünüyorum. Çözüm sürecinde ciddiyiz, beraber konuşalım. O konuşmada kendisine dedim ki, 'Selahattin Bey, cumhurbaşkanı seçimini kaybettiniz. Cumhurbaşkanımız kazandı ve biz de bundan büyük onur duyduk. Cumhurbaşkanımız zaten bunu hak etmişti ama sizin dilinizi takdir ettik' dedim. Türkiyelileşme kavramını ilk defa orada kullandı ve bunu da ifade ettim, yüzüne. Bunu kamuoyuna da ifade ettim. 1 Ekim'deki Selahattin Demirtaş ile 6 Ekim'deki Selahattin Demirtaş, iki ayrı kimliktir. Ben karşımda bir kimlikli kişileri muhatap olarak görmek isterim. Anlaşamazsak da bir kimlikte olsun. Ama bir anda kimlik değiştirdiği zaman kişiler, o andan itibaren muhatap olma niteliğini kaybetmeye başlarlar ya da muhatap olsa bile gerçek bir iletişim olmaz.

Şimdi 6 Ekim'de gencecik çocukları sokağa döken ve Kobani olayları üzerinden haksız bir şekilde Türkiye'yi suçlayan bir yaklaşımla Türkiyelilik yan yana durur mu? Kobani'den 3 günde, 197 bin kişiyi aldığımızı kendi bilir. Kobani'ye her türlü insani yardımı yaptığımızı kendi bilir. Gelip, ben Dışişleri Bakanıyken, ne taleplerde bulundukları, nasıl katkıda bulduğumuzu bilirler. Ben yine Dışişleri Bakanıyken, Suriye ile ilişkilerimiz, Esed ile ilişkilerimiz iyiyken, kendileri gelip, 'şu problemleri var Suriyeli Kürtlerin' dediğinde, ben 'o problemleri zaten biliyorum, Sayın Başbakanımız da biliyor, biz gidip anlatacağız' dediğimi ve Esed ile bakın tarihi de söylüyorum, 6 Nisan 2011'de yaptığımız görüşmede, 'Kürt kardeşlerimize kimliklerini verin, dışlamayın' telkininde bulunduğumu da bilirler. Şimdi bütün bunları bilmelerine rağmen 6-7 Ekim olaylarında yaptıkları şey açık söyleyeyim, bir isyan davetiydi. Şimdi de bir bakıyorsunuz Kadıköy'de 1 Ekim'deki benimle konuşan Demirtaş gibi konuşuyor, buralara geldiğinde veya AK Parti'ye saldırmak icap ettiğinde, 6 Ekim'deki Demirtaş gibi konuşuyor"

-"Herkesin çift kimlikleri bırakması lazım"-

Demirtaş'ın, "barajı geçemezsek sivil itaatsizlik" ifadesini kullandığını söyleyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Peki, biz şunu diyor muyuz; iktidar olmazsak sivil itaatsizlik ya da biz 2002'de dedik mi, 'bu hareketin Genel Başkanı, Kurucu Genel Başkanı yasaklandı, eğer bir şey olursa, sivil itaatsizlik yaparız' dedik mi? Partimiz kapatılma sürecine girdi, 2008'de, dedik mi? 28 Şubat'ta, hepimiz zulüm gördük, halkı isyana teşvik ettik mi? Türkiyelileşmek, bu toprağa ait olma hissini yaşamaktır. HDP'nin bu konuda biraz daha yol alması lazım. CHP'nin biraz daha yol alması lazım. MHP'nin biraz daha yol alması lazım. Olgunlaşmaları lazım. Çünkü ben gerçekten bunu görememekten muzdaripim. Keşke, Türkiye'nin her yerinde olan anamuhalefet partisi olsa da biz de siyaset yaparken o anamuhalefet partisini göz önünde tutarak siyaset yapsak. Ama burada yüzde 2, yüzde 3, yüzde 1 oy alan bir anamuhalefet partisi, anamuhalefet partisi kimliği taşıyabilir mi? Konya'da yüzde 1 veya ne bileyim Kırşehir'de veya İç Anadolu'da, Karadeniz'de, Trabzon'da, Rize'de yüzde 1 bile alamayan bir siyasi hareket Türkiyelileşmekten bahsedebilir mi? Biz Türkiyeliyiz? Neden? Çünkü her yerde varız. Şimdi çarpıcı olması açısından bunu önemsediğim için söylüyorum, bu seçimle alakalı değil, seçimi yapacağız, Allah'ın izniyle kazanacağız ama diyelim ki herhangi bir tercih olursa, milletimizin tercihine saygı duyarız, yolumuza devam ederiz fakat önemli olan şu; herkesin çifte kimlikleri bırakması lazım ve Türkiyelilikten ne anladığımızı hepimizin ortaya koyması lazım."

Davutoğlu, TBMM'deki bir bütçe görüşmesinde, bir CHP'linin "Niye 'Bosna'nın kaderi İstanbul'un kaderidir' diyorsunuz' dediğini anımsatarak, şöyle konuştu:

"Ben de 'evet doğru' söyledi, o zaman Başbakanımız, 'Saray Bosna'nın kaderi İstanbul'un kaderidir.' Bir HDP'li milletvekili de dedi ki, o zaman BDP'li, 'niye' dedi, 'Diyarbakır'ın kaderi, İstanbul'un kaderidir' demiyorsunuz? Dedim ki, 'bunu söylemeyi zul addederim, biz dışarıda olan için 'kaderimiz ortak' deriz. 'Diyarbakır biziz, biz Diyarbakırız' dedim. Niye ayrı görelim? Onların zihninde maalesef Türkiye'nin bir bölgesi ile diğer bölgesi arasında böyle bir ayrılık şeyini, bunu yıkmaları lazım."

Demirtaş'ın, Hakkari'deki havalimanı açılış töreninde olma arzusuyla ilgili, "Memnuniyet duyardık, keşke onlar da olsaydı. Keşke Cumhurbaşkanımızın yanında diğerleri de olsaydı" diyen Davutoğlu, gazetecinin, "Onlar davet beklemiş" sözleri üzerine, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Davet beklediği zaman bizim de beklediğimiz nedir? Bu Ordu-Giresun Havalimanı ile aynı dönemde başladı bu inşaat. Hatta Şırnak'taki Şerafettin Elçi Havaalanı ile aynı dönemde. Niye, Hakkari, Şırnak'a göre 2 yıl sonra bitti? Çünkü iş makinelerini yaktılar, işçileri tehdit ettiler, müteahhit firmayı tehdit ettiler. Keşke, 'hani keşke biz de orada olsaydık' diyor ya ben bir keşke cümlesi kurayım; Keşke, Demirtaş o saldırı olduğunda 'ya bu havalimanını Kürtler kullanacak, onlar dünyayla birleşecekler. Onlar gidecekler gelecekler. 32 virajlı Van yoluna gitmeyecek, buradaki vatandaşlarımız'. 32 virajı var, Van yolunun. Saatlerce sürüyor. Şimdi o yolu da bölünmüş yol yapıyoruz. 'Buradan bırakın yapılsın, bu havaalanı' deseydi. Keşke, Selahattin Demirtaş, şimdi bile hala tehdit eden terör örgütüne hakkıyla, 'bırakın şu şiddeti' diyebilseydi. Silahları tam da bırakma arifesinde oldukları dönemde, Meclis'e çıkıp provokatif 2,5 dakikalık konuşma yapmak yerine, keşke, 'yeni bir dönem başlıyor, silahı bırakın' çağrısında bulunsaydı. Keşke, şimdi Kadıköy'de konuştuğu dili, doğuda konuşsa. Keşke bizim milletvekili adaylarımız, Siirt'te Yasin Aktay, Van'da Burhan Kayatürk saldırıya uğradığında, benim HDP'yi sahiplenmem gibi o da AK Parti'yi sahiplenebilseydi. Yani bu keşkeler artar ama gereğini yine yapabiliriz. Bugün değişsin, o parçalanmış kimlikten çıksın ve kendi çıktığı gibi başkalarını da davet esin, bence Türk siyaseti kazanır, onlar kazanır hepimiz kazanırız."

"Terör örgütüyle ilişkisini kessin de diyor musunuz" sorusunu yanıtlayan Davutoğlu, "Onu kastediyorum. Söylediğim şey açık" ifadesini kullandı.

-"Tek tipleşme karşısında AK Parti'nin çözümü, bütüncüllük"-

Davutoğlu, Türkiye'de tek tipçi yaklaşımın İttihat Terakki döneminden gelen bir yaklaşım olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"Bu da daha önceki Arnavut milliyetçiliği, Sırp milliyetçiliği, yani bir sürü milliyetçilikler, hep beraber gelişti,  Fransız Devrimi'nden gelen bir şey var. Açık bir şey söyleyeyim, aramızdaki farkı yansıtmak için, onun için Osmanlı, Türkiye Cumhuriyeti çizgisini doğru tanımlamak icap ediyor, ulus devlet dediğimiz şey Fransız Devrimi ile ortaya çıktığında temel esas Avrupa'daki küçük feodal beylikleri birleştirmek ve bir ulus devlet kurmaktı. Çünkü Avrupa parçalanmıştı ve birleşti de İtalya birliği, Almanya birliği ama bizim coğrafyamızda tercüme edildiğinde aynı ulus devlet formasyonu bizim coğrafyayı parçaladı. Önce devleti parçaladı, Osmanlı Devleti'ni tasfiye etti, arkasından küçük küçük devlet içinde parçalanmalar... Şimdi şehirleri parçalıyor. 'Şu Kürt şehridir, şu Türk şehridir, Erbil Kürt şehridir, Kerkük Türk şehridir, Türkmen şehridir', başlıyor tartışma. ya Mardin'e şimdi Allah aşkına 'Arap şehri' mi diyeceksiniz, 'Kürt şehri mi, Türk şehri mi' dediğinizde, bir tanımlama koyduğunuz anda o şehir ölüyor. Şehir dediğiniz şey, birçok kimliği barındırdığı zaman anlam kazanıyor. Şimdi İstanbul'a bir isim verdiğinizde mahallelere kadar inmeniz lazım. Nasıl şimdi bu parçalanmışlığı ortadan kaldırırız?

AK Parti bu hastalığa karşı ve 27 Mayıs darbesiyle, daha sonra bu hastalığı perçinleyen 12 Eylül'e karşı bir çözüm olarak geldi. Yani nedir o 27 Mayıs'ta kontrgerillasıyla bilmem özel timle, bir tek tipleşme, tek parti döneminin, tek parti ideolojisinin Demokratik Parti'ye tepki vermesiydi. Sonra 12 Eylül, değişik ideolojik formasyonlara karşı bu tek tipçiliğin tepki vermesiydi. 28 Şubat aynı şekilde, sadece Kürtlere değil bütün toplumsal kesimlere yansıdı. Şimdi buradaki isimler değişti. Doğru bu, bir retçi politikanın yansıması ama sadece buradaki mi? Benim doğduğum köyün adı Pirlerkondu'dur. Osmanlı kayıtları, 'Pirlerkondu' der. Hatta, Karaman'da dedemi tanıyan biri, mitingin içinde çıkan biri, güzel şeyler söyledikten sonra ama dedi, 'Taşkent değildi oranın adı, Pirlerkondu'ydu' dedi. Adında pir geçtiği için, 30'lu yıllarda, etrafta kaya olduğundan 'Taşkent' adı verilmiş. Şimdi böyle tek tipleşme karşısında AK Parti'nin çözümü, bütüncüllük.

Hani farazi olarak söylüyorum, hiçbir zaman bu olmayacak ama AK Parti'nin bir an için olmadığını varsayalım, yani 2001'de böyle bir şey olmasaydı şu anda nasıl bir siyasi tablo olurdu? Bir parti olurdu sadece doğuda, güneydoğuda konuşan, bir parti olurdu sadece İç Anadolu'da konuşan, bir parti olurdu sahilde konuşan. Bizim farkımız şu; onun için meydan okudum, 81 ile gideceğiz inşallah, şunu göstermek için; vaktimiz çok bol olduğundan değil her bir ilimiz kıymetli ve her bir ile gideriz. Her bir ilde konuşuruz. Keşke CHP bunu yapabilse, yapamıyor çünkü milletin dokusundan kopuk. Keşke MHP milliyetçiliği hani milliliği bir bölgeye sıkışma olarak değil de bütün 78 milyonu kucaklama olarak görse."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Başbakan Davutoğlu: (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

  • Hatay'da polis operasyonunda 9 kişi yakalandı, çok sayıda silah ele geçirildi
    01:24 Hatay'da polis operasyonunda 9 kişi yakalandı, çok sayıda silah ele geçirildi

    Hatay Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından yürütülen çalışmalarda çeşitli suçlardan aranan 9 kişi yakalandı. Operasyonlarda çok sayıda silah ve mühimmat da ele geçirildi. Tutuklanan şüpheliler adli makamlara sevk edilirken, bazıları adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 55 kişilik aday kadrosunu açıkladı
    00:28 İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 55 kişilik aday kadrosunu açıkladı

    İstanbul Tabip Odası Değişim Grubu, 5 Mayıs'ta gerçekleştirilecek seçimlere gireceği 55 kişilik aday kadrosunu duyurdu. Başkan adayı Dr. Ahmet Erçek, daha etkin bir İstanbul Tabip Odası için değişim istediklerini belirtirken, yönetim kurulu adayı Dr. Nedim Uzun ise odanın daha güçlü ve etkin bir kurumsal kimlik kazanmasını hedeflediklerini ifade etti. Değişim Grubu, tüm hekimleri seçimlerde kendilerine oy vermeye çağırdı.

  • Kuşadası'nda bir işletmeye ateş açan 2 kişi tutuklandı
    00:25 Kuşadası'nda bir işletmeye ateş açan 2 kişi tutuklandı

    İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Kuşadası'nda çıkan kavga sonrası bir işletmeye ateş açan 6 şüphelinin yakalandığını 2 kişinin ise tutuklandığını açıkladı. Bakan Yerlikaya, olayla ilgili çeşitli suçlardan suç kayıtları olan B.S. ve Ö.K.'nin tutuklandığını belirtti.

  • AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay'dan 'İlk Evim Arsa' projesi açıklaması
    00:12 AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay'dan 'İlk Evim Arsa' projesi açıklaması

    AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay, 'İlk Evim Arsa' projesinde gelinen son durumu açıkladı. Önsay, müstakil ve müşterek arsalar için yapılan kura çekimlerinin tamamlandığını ve sözleşmelerin imzalanmaya başlandığını belirtti. Müstakil arsalar için çalışmaların devam ettiğini ve 2 ay içinde sözleşme imzalama aşamasına gelinmesi için hızla çalışıldığını ifade etti.

  • DEM Parti'den İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya
    23:42 DEM Parti'den İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya "müfettiş" yanıtı: Kamu kaynaklarını beyhude çabalar için harcamayın

    Yerel seçimlerin ardından Diyarbakır Belediye Meclisi salonundan Türk bayrağının kaldırılması ve Mardin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin açılışında 'İstiklal Marşı'nın okutulmadığına' ilişkin İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya mülkiye müfettişlerini görevlendirdi. DEM Parti'den ise konuya ilişkin yanıt geldi. DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan "Kamu kaynaklarını beyhude çabalar için harcamamanızı öneriyoruz" ifadelerini kullandı.

  • CHP, parti aleyhine çalışan üyeleri ihraç edecek
    23:19 CHP, parti aleyhine çalışan üyeleri ihraç edecek

    CHP Genel Merkezi, 31 Mart yerel seçimlerinde parti aleyhine açık veya gizli çalışma yürüten üyelerle ilgili ihraç istemiyle disiplin sürecinin başlatılacağını duyurdu. Parti, il, ilçe örgütleri ve başkan adaylarına gönderdiği yazıda, bu üyelerin isim ve görevleri ile aleyhe yaptıkları çalışmalara ilişkin delillerin bildirilmesini istedi.

  • Karabük Merkez Mahalle Muhtarları Derneği'nin yeni başkanı Ozan Özçelik oldu
    23:16 Karabük Merkez Mahalle Muhtarları Derneği'nin yeni başkanı Ozan Özçelik oldu

    Karabük Merkez Mahalle Muhtarları Derneği Olağan Genel Kurulu'nda yapılan seçimle Ozan Özçelik derneğin yeni başkanı oldu. Seçim sonuçlarına göre 14 oy alan Özçelik, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte derneği yönetecek.

  • CHP'li Meclis Üyesi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'na Cemil Bayık Dedi
    22:54 CHP'li Meclis Üyesi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'na Cemil Bayık Dedi

    Aliağa Belediyesi CHP'li Grup Sözcüsü İbrahim Doğangül, meclis toplantısında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ismine 'Cemil Bayık' dedi ve Gemi Söküm sektörüne 'uyuşturucu trafiğinin durağı' iddiasında bulundu.


Advertisement